* Esansiyel yağlar, vücutta sentezlenemeyen, mutlaka dışarıdan alınması gerekli olan yağlardır. Omega-3, Omega-6 ve Omega-9 yağları esansiyel yağlardır.
*Omega-3, yağlı balıklarda (somon, uskumru, ringa, ton balığı, sardalya vb), ceviz, keten tohumu ve keten tohumu yağında bulunur. Omega 3 yağları çok iyi antienflamatuvar etkiye, iltihap giderici özelliklere sahiptir. Yani cildin yaşlanmasını önlerler.
* Omega-6, avokado, fındık ve tohumlarda bulunur.
* Omega-9, saf soğuk sıkım sızma zeytinyağında bulunur.
* Cilt yağların ulaştığı en son organdır. Kuru bir cildiniz var ise yeterince yağ almadığınızı gösterir.
* Sıcak bir banyodan sonra havlu ile kurulanın, nemlendirici sürmeyin.Eğer cildinizi kuru hissederseniz daha fazla esansiyel yağ asitlerine ihtiyacınız var demektir.
* Normalde insan vücudu losyona ya da kreme ihtiyaç duymaz. Çünkü cilt içeriden doğal olarak yağlanır.
Proteinler hücrelerin yapıtaşlarını oluşturur. Sağlam bir hücre duvarı için vazgeçilmezdirler. En iyi proteinler, yumurta, balık, av hayvanlarının etleri, süt ve süt ürünleri gibi hayvansal proteinlerdir.
Vejetaryenlerin ciltleri sorun teşkil eder. 10 kişide en fazla 3 kişinin cildi sorunsuzdur. Bitkisel proteinler, buğday, soya fasulyesi, bezelye ve mercimek gibi kuru tahıl ve bakliyatlarda da bulunur.
Muz, ekmek, şeker ve şekerli yiyecekler, mısır gevreği vb glisemik indeksi yüksek yani kan şekerini hızla yükselten besinler, düzenli olarak tüketilirse cildin bozulmasına yol açabilir. Cildin ışıltısı kaybolur. Sarkmalar oluşur. Kırışıklıklar artar. Koyu ve büyük lekeler, sivilceler oluşur. Ciltte incelme görülür.
Sebzeler pişirildiğinde içlerindeki birçok besin (vitamin, mineral, amino asit vb) tahrip olur. Bazı besinlerin biyokimyasal yapıları da ısıyla değişebilir.
İçlerindeki su miktarı da pişirme ısısıyla azalır.
Çiğ gıdalarda bulunan su, en yüksek kalitededir ve nadir elementler içerir.
Mümkün olduğunca sebzeleri çiğ tüketelim.
Cildimizin yüzde 70’i sudur. Orta yaşlarda yani 60 yaşına doğru yüzde 50’ye düşer